Her Son Yeni Bir Başlangıç

İlk öncelikle yazıma, bana bu fırsatı verdiği ve yazmam için teşvik ettiğinden dolayı Login Yazılım Şirketinden İş Çözümleri Yöneticisi Ahmet Savaş Göktürk’e teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim.

Bu yazıyı yazmamda ki en büyük sebeplerden biri öğrencilerin gözünde ki “Gönüllü Staj” algısını bir nebze olsun değiştirebilmek…

Bir grup, gönüllü staj yapınca ne olacak, nasıl olsa zorunlu stajlar var niye kendini zorluyorsun zamanı gelince yaparız diyor ; diğer grup (araştırmayan) ise staj yeri bulunmuyor kimse gönüllü stajı kabul etmiyor diyor. Ne yazık ki bu gruplar yüzünden gönüllü staj yapmak isteyen çoğu arkadaşımız vazgeçiyor veya heyecanları gidiyor. Size gönüllü staj ile ilgili aklınıza takılan tüm soruları cevaplamaya çalışacağım. Umarım bu vesileyle de gönüllü staj yapmak isteyenlere bir umut olurum…

Gönüllü Staj Nedir ?

Gönüllü staj, okulunuzun zorunlu koşmadığı dönemlerde kendi isteğinizle yaptığınız ve okul notunuza etki etmediği yani not bazında değerlendirilmeyen stajlara denir.

Gönüllü Staj Sadece Yaz Döneminde mi Yapılır ?

Gönüllü staj, her dönem yapılabilir. Özellikle öğrenciler yaz dönemlerinde okulları olmadığı için daha serbest zamanları oluştuğundan dolayı yaz dönemlerini seçmektedirler.

Gönüllü Staj Yapmak İstiyorum ama Hiçbir Yer Kabul Etmiyor Ne Yapmalıyım ?

Burada benim gözlemlediğim kadarıyla öğrencilerin büyük şirketlere başvurmaları, red cevabı alıp hayal kırıklıklarına uğrayıp gönüllü staj yapmaktan vazgeçmelerine sebep oluyor. Büyük ölçekli şirketlerin içinde de tabi ki gönüllü stajyer kabul eden şirketler var fakat oran olarak baktığımızda küçük ve orta ölçekli şirketlerin gönüllü stajyer kabul etmeleri daha yüksek. Bundan dolayı merdiven basamaklarını teker teker çıkmakta fayda var. Küçük ve orta ölçekli şirketleri araştırıp başvurursanız kabul edilme olasılığınız ciddi oranda daha fazla olacaktır.

Gönüllü Staj’da Sigorta Durumumuz Nasıl Olacak ?

Burada kafa karışıklığı çok oluyor o yüzden detaylıca bahsetmek istiyorum bu konudan. Çünkü ciddi oranda bilgi kirliliği var. Burada üç seçenek oluşuyor :

Bu seçenek benim yaptığım seçenek o yüzden direk kendimi anlatmak istiyorum. >> Okulda arkadaşlarıma soruyordum hep ben gönüllü staj yapmak istiyorum fakat okul karşılıyor mu sigortamı tarzında. Hep olumsuz yanıt alıyordum ve hevesim kırılıyordu. En sonunda düşündüm ve bana mantıksız geldi nasıl bir çözüm yolu bulunamaz diye bu yüzden okulumun kariyer merkezine gitmeye karar verdim. Kariyer merkezine gittiğimde şu soruyu yönelttim. Gönüllü staj yapmak istiyorum fakat sigortamın okul tarafından karşılanması zorunluluğu var şirketlerde. Bunun için bir çözüm yolu yok mu ? Kariyer merkezi bana aynen şunu iletti : Tabi ki var, kaç iş günü yapacaksanız takvimden belirleyin her iş günü için 0,83 kuruş gibi aşırı cüzi bir miktar ödeyin ve okul tarafından sigortanız yapılmış olsun. İşte arkadaşlar bu kadar basit ve ben 55 iş günü stajım için 45.75 TL ödedim. Okul beni zorunlu staj gibi okul sigortasından yararlandırdı.

Bu seçenekte ise okul diyor ki istediğin gibi gönüllü stajını yapabilirsin herhangi bir ücret ödemene gerek yok. Sigortan okul tarafından karşılanacaktır.

Bu seçenekte ise şirket diyor ki sigortanı ben yapacağım okulun sigorta yapmasına gerek yok.

Tabi ki bu seçeneklerin hepsi tüm okullarda mevcut değil ne yazık ki. Bunu öğrenmenizin tek yolu kulaktan dolma bilgiler yerine okulunuzun kariyer merkezine gidip sorup detaylıca öğrenmek.

Gönüllü Staj’da Fotokopi mi Çektiriyorlar ?

Bu soru ile aslında birden çok konuya değinmek istiyorum. Gönüllü Staj yapılma amacı erken dönemlerde tecrübe edinmek, bilgi kütüphanemizi daha da genişletmek ve en önemlisi okulda öğrendiğimiz teorik bilgilerin gerçek hayatta nasıl işlediğini kavramak. Hangi niyetle giderseniz aslında o gerçekleşiyor. Bu cümleyi şöyle açabilirim, gönüllü stajı CV’ye bir şirket daha ekleyeyim CV dolu gözüksün diyerek yaparsanız tabi ki çok fazla fayda sağlayamazsınız. Aslında sorunun kendisi de yanlış. Ne iş yaparsanız yapın küçük görmeyin. Ve bir fark yaratmaya bakın. Bununla ilgili stajımdan kısa bir şey anlatmak istiyorum.

Şirketimizde iş emri açmak diye bir faaliyet bulunuyor. İş emri açmak demek, müşterilerimizin bir talebi olduğunda veya bir sorunla karşılaştıklarında bize telefon ya da mail yoluyla ulaşıyorlar ve sorunlarını ya da taleplerini iletiyorlar bizde her birine ayrı bir iş emri açıyoruz. İş emri sırasına göre müşterilerimizin taleplerini çözüyoruz. İş emrinde doldurulacak boşluklar var bunlar şirket ismi, ilgili kişi, talebin tanımı, onay maili vb. tarzında. Bakılınca kime öğretseniz yapar çok zor bir iş değil, nasıl bir fark yaratılabilir diye düşünüyorsunuz değil mi ? Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu makalemi staj yaptığım şirkettekiler de okuyunca karşı çıkmayacaklarına eminim en hızlı iş emri açan bendim. Birde iş emri kapatma durumumuz vardı sorun çözülürdü ve çözüldüğü için iş emri kapanırdı. İş emirlerini hep ben kapatırdım çünkü en hızlı iş emrini de ben kapatıyordum. Bunları övünmek, hava atmak için söylemiyorum bunda ne var da diyebilirsiniz bence odak noktamız fark yaratmak olmalı.

Yaptığınız iş sıradan ya da kendini tekrar eden bir iş olabilir fakat bunu keyifli hale getirmekte sizin elinizde. Bu cümleleri yazarken aklıma Martin Luther King’in şu sözleri geldi :

“Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse, Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup ’Burada işini çok iyi yapan, dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş’ desin.”

Sorumuza geri dönersek tabi ki fotokopi çektirmiyorlar 🙂 fakat fotokopi bile çektirseler en iyi fotokopi’yi siz çekmeye çalışın, çalışın ki fark yaratmış olun…

Gönüllü Staj’da Ücret Verilmiyor Niye Bedavaya Çalışayım ki ?

Bir emek veriyorsunuz her gün normal çalışan gibi çalışıyorsunuz ve karşılığında hiç ücret almıyorsunuz kulağa çok korkutucu geliyor değil mi 🙂 Bu konuyu size aslında bir hikaye ile anlatmak istiyorum.

Bir psikoloji profesörü, üstünde çalıştığı konuyu kanıtlamak için bir deney yapmış:

Bir adamı, baltanın ters tarafı ile bir kütüğe sürekli vurması için kiralamış. Adama normalde kazandığının iki katı ödeneceği söylenmiş. Adam bu işte yalnızca yarım gün dayanabilmiş. İşi bırakmış ve gitme nedeni olarak da, “çalışırken tahta parçalarının uçuştuğunu görmem gerek” demiş.

Demek ki bir işin bedeli olarak yalnızca para yeterli değilmiş.

Tabi ki herkes ister ücret almayı fakat emin olun yaptığınız işten zevk almak o işi keyifle yapmak daha önemli.

Benim aklıma gelen sorular bu kadar. Merak ettiğiniz sorular var ise bana her zaman ulaşabilirsiniz.

Yazımı şu söz ile noktalamak istiyorum :

Martin Luther King’in deyişiyle…

Çöpçü bile olsak, bize dünyanın en iyi çöpçüsü desinler!

 

Kadir Can Çamlıca

Endüstri Mühendisliği Öğrencisi (2017 – 2022)

İstanbul Aydın Üniversitesi