Programlamanın Öncüleri -1

Herkese merhaba 😊

Bu yazımda özellikle mühendislerin günümüzde sıkça duyduğu bir konudan bahsetmek istiyorum. Programlama.

Hayatımızda çok önemli bir yer kaplayan bilgisayar dilinin tarihini konuşacağız. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.

Bu yazıyı yorumsal bir bakış açısıyla yazıp “Geleceği Keşfedenler” kitabından yararlandığımı belirtmek isterim.

Yazıma çok manidar bir sözle  başlamak istiyorum.

Farklı işleri yapmak için sonsuz sayıda farklı makine gerekmiyor. Bir tanesi yeterli olacak. Farklı işler için farklı makineler yapmaktan çok doğan mühendislik sorununun yerini, bu işleri yapacak evrensel makineyi programlamaktan doğan ofis çalışması olacak.
Alan Turing

Tarihimize ilk bu sözle temelleri atılmış olan programlama kavramı, sürekli başka insanların katkısıyla farklı yerlere taşınmıştır. Gelin o isimleri hep birlikte görelim.

Grace Hopper

Programlamanın en renkli öncüsü girişken, cesur ama aynı zamanda çekici ve eğitimli bir donanma subayı olan, Harvard’da Howard Aiken’la ardından Presper Eckert ve John Mauchly’yle(Bu iki isimden “Bilgisayarın Kısa Tarihi” adlı yazımda bahsetmiştim” çalışan Hopper matematik ve fizik diplomalarıyla Vassar’dan mezun oldu ve Yale’e gitti. 1934 yılında burada doktorasını tamamladı.

Çoğu matematik profesörünün aksine öğrencilerinin iyi yazmasına önem veriyordu. Bunu şöyle açıklıyor Hopper “Öğrencilerime insanlarla iletişim kuramadıktan sonra matematik öğrenmeye çalışmak bir işe yaramaz.”

Donanma subayı oluşu 36 yaşında Amerikan Donanması’na katılmasıyla başladı ve Haziran 1944’te sınıf birincisi olarak teğmen rütbesiyle mezun oldu.

Kriptografi ve kod gruplarından birine tayin edileceğini düşünüyordu ama Howard Aiken’in 1937’de tasarladığı hantal elektromekanik röleleri ve motorize dönen şaftıyla dev dijital bilgisayarı Mark 1 için çalışmak üzere Harvard’a gönderildi.

Hopper çalışma yıllarını şöyle kısa bir sözle özetliyor “Denizbilimi, mayın tarama, detonatör, hedefe yaklaştığında infilak eden tapalar ve biyomedikal maddelerle ilgili tonla şey öğrendim. Fakat bilgisayarın bir çok problemi var ve bu problemleri çözebilmek için bu dillerin terimlerini öğrenmek zorundaydık. Programcılarla konuşurken hayli teknik bir dille, aynı şeyleri birkaç saat sonra idarecilere anlatırken tamamen farklı bir dille konuşuyordum. “  ve şöyle de bitiriyor “Yenilik, ifade yeteneği gerektirir.”

Hopper’ın Mark 1 ‘i çalıştırmadaki partneri, Harvard matematik mezunu, üniversitenin müzik grubunda flüt çalmış ve donanmada görev yapmış Richard Bloch’tu.

Hopper’ın programlama yaklaşımı çok sistematikti. Tüm fizik problemlerini ve matematik denklemlerini küçük aritmetik adımlar haline getiriyordu. Bu adımları şöyle açıklıyor Hopper “Makineye basitçe adım adım ne yapması gerektiğini söylüyorsun. Bu sayıyı al, bu sayıya ekle ve sonucu buraya koy. Şimdi bu sayıyı al, bununla çarp ve sonucu buraya koy.”

Hopper’ın içinde bulunduğu takım hata anlamında kullanıla, böcek(bug) ve hataları ortadan kaldırma anlamında kullanılan böcek temizleme(debugging) terimlerinin popülerleşmesine yardımcı oldu.

1945’e gelindiğinde büyük ölçüde Hopper’ın sayesinde Harvard Mark 1 dünyanın en kolay programlanabilir büyük bilgisayarıydı.

Programlamanın tarihine yön veren birçok  isim var biz burada sadece Grace Hopper’ı ele aldık. Hopper sadece programlamanın değil onun etkisiyle birçok yeniliğin de öncüsü oldu.

Programlamanın tarihine rol oynayan bir diğer ismi anlatmak için sabırsızlanıyorum. Peki sen okumak için sabırsızlanıyor musun ?

Diğer yazımda görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın.

 

Umut Soylu

Endüstri Mühendisliği(2019-2024)

Marmara Üniversitesi