Başarısızlığa Hangi Mercekten Bakıyorsunuz?

Herkese selamlar,

Umarım sağlığınız, keyfiniz iyidir. Bugün çok önemli bir konuya değineceğiz: BAŞARISIZLIK. Duyulduğunda bile olumsuz izlenim bırakıyor gibi değil mi? Aslında öyle değil. Bu yazıyı okuduktan sonra başarısızlığa farklı bir yönden bakacağınıza emin olabilirsiniz. Hadi başlayalım. 🙂

Bir insan başarısız olduğunda neden mutsuz olur? Yakınlarını hayal kırıklığına uğrattığı için mi? İtibarı sarsıldığı için mi? Yoksa kendinden böyle bir sonucu beklemediği için mi? Bu sorular, farklı bakış açılarına göre cevap bulur. Şundan emin olalım: Etrafımızdakiler başarısızlıklarımızla bizim sandığımız kadar çok ilgilenmiyorlar aslında, böyle olduğunu büyüten bizleriz. Etraf birkaç kere konuşur, sonra unutur. Bu bir gerçek. 🙂 Çünkü bu hayatta herkes sorunlarla karşılaşıyor, dönüp dolaşıp herkes kendi sorunlarıyla ilgileniyor, öyle de olmalı!

“Her durumda başarılı olmalıyız!” algısı hepimize dayatıldı. Özellikle Amerikan filmlerinde kişisel başarılara çok odaklanıldığını görürsünüz. Peki başarılarımızı sahiplendiğimiz kadar başarısızlıklarımızı da sahipleniyor muyuz?

soyut 3d oklar - başarı stok fotoğraflar ve resimler

Elbette başarı insanı tatmin ediyor. Çok uğraş verdiğimiz bir olayın başarıyla sonuçlanması, insanı gerçekten mutlu ediyor. “Evet, emeklerimin karşılığını aldım!” cümlesindeki vicdan rahatlığı, inanılmaz derecede güzel bir duygu! Dilerim hepimiz anlamlı başarılara imza atarız… Fakat başarıya giden yolda karşılaştığımız başarısızlıklara da kanserli hücre muamelesi yapmamalıyız.

Beth Kempton’un kaleme aldığı Wabi Sabi isimli kitabın Başarısızlığın Yeniden Tanımlanması bölümünü okurken bu yazıyı yazma kararı aldım. Kitaptan bazı alıntılar da paylaşacağım:

“Yolda yaşanan başarısızlık ilerlemedir. Her başarısızlıkta, bir dahaki sefere ihtiyacınız olacak yeni bir bilgelik edinirsiniz. Başarısızlık hikayenin sonu olmak zorunda değil, bir sonraki bölümün başlangıcı olabilir ama bunun için kusurlu olmayı kabullenmeli, kendinize şefkat göstermeli ve ilerlemeyi seçmelisiniz.”

Takım, Fikir, Beyin Fırtınası, Yenilik

Kusurlu olmayı kabullenmek kısmı dikkatinizi çekmiştir. Evet, kusurlu canlılarız; hiç kimse mükemmel değil. Bizi biz yapan şeylerden biri de kusurlarımız. Bu farkındalıkla hareket edersek, olumsuz durumlarda kendimizi çok yıpratmamış oluruz.

Her aile, çocuğunun mutlu ve başarılı olmasını ister. Başarısızlık karşısında bazen onlar da negatif bir tavır alabiliyorlar ne yazık ki… Çocuğunun çok başarılı olması konusunda ısrarcı olan aileler, çocuklarının üstünde fazla baskıya neden olurlar. Bu yükü, bazı çocuklar kaldıramıyorlar. Psikolojik soruna bile dönüşebiliyor bu durum. Ailelerin yapması gereken; çocuğu her durumda desteklemek. Sonuç ne olursa olsun, ailesinin onun yanında olacağını bilen çocuk zaten istekliyse çalışmalarına da odağını verir. Çocuklar, sırf başarı üreten bir makine değildir, bunu da hatırlatalım. 🙂

Wabi Sabi kitabında geçen şu araştırma da oldukça dikkatimi çekti:

“Manchester Metropolitan Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, başarı baskısının gençlerde yalnızlık hissini artırdığını ortaya koyuyordu. İngiltere’de üç gençten biri yalnızlıktan muzdaripti. Başarısızlık ve başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusu, sosyal medya baskısı, büyük yaşamsal değişimler, yoksulluk ve farklı hissetmek, bu etkiyi yaratıyordu.”

Yukarıdaki metinde yalnızlık konusu geçtiği için İngiltere’de Yalnızlık Bakanlığı kurulduğunun bilgisini de paylaşmak isterim.

Başarısızlık bir öğrenme sürecidir. Öğrenme de hayat boyu devam eder.

“Öğrenme sürecinde ‘bitti’, ‘tamam’, ya da ‘mükemmel’ diye bir şey yoktur. Sadece öğrenme vardır.”

Başarısızlıkla karşılaştığımızda önümüzde iki mercek vardır: Fırsat merceği, yargı merceği. Hangi mercekten bakarsanız, olaylar o doğrultuda şekillenir. Fırsat merceğinden bakarsanız, başarısızlıktaki fırsatları/güzellikleri görüp, ona göre hareket edersiniz. Yargı merceğinden bakarsanız, her olumsuz durumda hem kendinizi hem çevrenizi yargılarsınız.

 

kamera objektifi günbatımında tutan el - mercek stok fotoğraflar ve resimler

 

İnsan bahane üretme mekanizmasına sahip. Bahaneler önünüzdeki güzellikleri görmenize engel olmasın.

Çalışmaya, inanmaya devam edin. Güneş elbet bir gün sizin için de açacaktır. 🙂

Blog sayfama da beklerim 🙂

Bilgiyle ve keyifle kalınız…

Buket Yaşar

Endüstri Mühendisliği Öğrencisi (2016-2020)

Karadeniz Teknik Üniversitesi