Etimolojik, Tarihi, Bilimsel, Teknolojik Bilgiler -1

Herkese merhaba,

İnternet okumalarım sırasında denk geldiğim, ilginç bulduğum bazı bilgileri derleyip paylaşmak istedim.

*Sertaç Doğanay: Bilgisayar yazılımlarındaki hatalara “bug” diyoruz. Türkçesi “böcek” olan bug teriminin ortaya çıkış hikayesi çok ilginç. 1947 yılında, IBM’in ürettiği ikinci bilgisayar olan Mark 2, Harvard Üniversitesi bilgisayar laboratuvarında çalıştırılıyordu. Bir sabah araştırma ekibi laboratuvara geldiğinde bilgisayarın çalışmadığını görmüş ve sebebi tespit etmeye koyulmuş. O zamanki bilgisayarlar, kocaman bir salon büyüklüğündeymiş (fotoğrafta görüldüğü gibi) ve mekanik parçaları varmış. Yani kollar, çarklar, delikli parçalar gibi. Bu parçalardan birinin arasına bir böcek sıkıştığını görmüşler ve böceği oradan çıkardıklarında bilgisayar çalışmaya başlamış. Ekibin başında dünyanın ilk yazılımcılarından; bilim insanı, tümamiral Grace Hopper (fotoğraftaki kadın) varmış ve dünyanın ilk “bug”ını bulan ve kayıtlara geçiren kişi olarak tarihe geçmiş. Yazılımlardaki düzeltmelere de bundan dolayı “debugging” yani böcek temizleme deniyor. Bu arada Edison’un 1800’lü geçmişi olan tasarımlardaki kullanıcılar “bug” olarak tanımlanmıştır da kayıtlara geçmiş ama bilgisayar özelinde bu ilk kez 1947 yılında tanımlanmış.

 

*Einstein’in ofisine astigi soz: ‘’Sayılması mümkün olan şeyler her zaman önemli olmayabilir. Önemli şeyler ise her zaman sayılamayabilir.’’

 

*Cansu Altaş: Fince bir kelime: “Sisu”. Kötü durumlar, her türlü olumsuzluk karşısında cesaretli ve dayanıklı olma, başarısızlıklara rağmen kararlı olmaya deniyor. Finlandiya kültürünün büyük bir parçası olan kelime, mistik anlamda da oldukça güçlü.

 

*Serdar Kuzuloğlu: Tarımın keşfinden beri insanoğlu 250 bin bitkiden sadece 7 biniyle besleniyor. Sadece 12 toprak mahsulü ve 5 hayvan türü, beslenme zincirimizin %75’ini oluşturuyor. 2050’de 10 milyar nüfusa dayanacak dünyanın doymak için yeme düzenini değiştirmesi kaçınılmaz.

 

*Cansu Altaş: Hintçe bir sözcük: “Utsuk” (उत्सुक). Her alana, konuya meraklı olan, her şeyi öğrenmek isteyen hevesli kimse demekmiş. Sanskritçedeki “Utsuka” (isteği çok olan) sözcüğünden gelmiş.

 

*Tolstoy bisiklet sürmeyi öğrendiğinde 67 yaşındaydı. Bugün “Tolstoy’un Bisikleti” diye bir kavram var ve bu kavram ‘hiçbir şey için geç değildir’ anlamına gelmekte.

tolstoyun-bisikleti02-bisiklopedi

 

*Eğitim, hayat boyu süren maratondur. Latincede “cursus” sözcüğü “yetişmek için koşma, aceleyle gitme” demektir. “Kurs” sözcüğü de bununla bağlantılıdır. Fransızcada “nehir akıntısı” olarak da bilinen “Cours”, dilimizde “Kurs” yani “belli bir konuda verilen dersler” olmuştur.

 

*İngiliz online süpermarketi Ocado, haftada 65.000 alışveriş siparişini karşılayabilmek için rayların üzerinde hareket eden binlerce robot kullanıyor.

 

*Haftada 3 saat okumak ömrü uzatıyor, günde 6dk. okumak stresi azaltıyor. Hollanda’da kitap haftasında, kitaplara 12.5 euro’dan fazla harcama yapanlar, o hafta için özel yazılmış bir kitabı ücretsiz alıyor ve kitabı metroda gösterince bilete gerek kalmıyor.

 

*Hasan Baltalar: Güney Kore’deki taksiler hizmet seviyesine göre renk kodludur. Gri veya beyaz taksi nitelikli ancak potansiyel olarak deneyimsiz bir sürücüye sahip temel bir otomobilken, siyah kabinler deneyimli şoförlü lüks otomobillerdir.

151edeb06763570c704459247738

 

*Araştırmalara göre insanlar hakkındaki izlenim ve yargılarımız iki temel eksen üzerinde şekilleniyor: 1) Sıcaklık (“Bu insan sıcak, iyi, güvenilir, yardımsever vs. bir insan mı?”) 2) Kapasite (“Bu insan becerikli, zeki, iş bitirici, yetenekli, başarılı vs. bir insan mı?”)

 

Buket Yaşar

Endüstri Mühendisliği Öğrencisi (2016-2020)

Karadeniz Teknik Üniversitesi